bookmate game
Stefan Zweig

Sahaf Mendel – Bir Kadının Yirmi Dört Saati

Beri tahu saya ketika buku ditambahkan
Untuk membaca buku ini unggah file EPUB atau FB2 ke Bookmate. Bagaimana cara mengunggah buku?
Savaşların tarumar ettiği Avrupa’dan kaçarak ölüme sığınan Stefan Zweig, “Kitaplar, insanları ölümden sonra da birleştiren ve bizi, unutmaya, hayatın bu en büyük düşmanına karşı koruyan biricik araçtır”, diye yazmış. Bu kitapta onun iki başyapıtını bir arada bulacaksınız: “Sahaf Mendel” ve “Bir Kadının Yirmi Dört Saati”.
Tüm hazinesi kitap sevgisi ve bilgisinden ibaret, eski sahaf neslinin son bireyi Mendel’in göz yaşartıcı öyküsü, savaşın kültüre barbarca saldırısını anlatıyor. “Bir Kadının Yirmi Dört Saati” ise, kumarhaneler kenti Monte Carlo’da geçen ve tam üç kez filme alınan benzersiz bir aşk ve tutku anlatısı.
Yordam Kitap, Avrupa’nın 20. yüzyılda yetiştirdiği en büyük yazarlardan Stefan Zweig’ın en önemli yapıtlarından oluşan seçkiyi okurlarına kıvançla sunuyor. Behçet Necatigil, Tahsin Yücel, Salâh Birsel, Hamdi Varoğlu, Ali Avni Öneş, Deniz Banoğlu gibi usta edebiyatçı çevirmenlerimizin yarattığı dil lezzetiyle…
Buku ini saat ini tidak tersedia
155 halaman cetak
Tahun publikasi
2012
Penerjemah
Hamdi Varoğlu
Sudahkah Anda membacanya? Bagaimanakah menurut Anda?
👍👎

Kesan

  • muratcinarsoymembagikan kesan6 tahun yang lalu
    👍Layak dibaca
    🔮Kearifan Tersembunyi
    💡Banyak pelajaran

    Büyük bir ustanın kahramana değil tutkunun şahidine tutkunun gücünü anlattırması tutkunun kendisinin anlatılmasının aslında ne kadar zor olduğunun birinci elden kanıtı olduğunu düşünmemek elde değil.

  • ytrnuranmembagikan kesan4 tahun yang lalu
    👍Layak dibaca
    💧Menyentuh

Kutipan

  • Ирина Осипенкоmembuat kutipan3 tahun yang lalu
    Hiçbir iç açıcı zamanı olmayan bu sıkıntılı başıboşluk aylarının nasıl geçtiğini bugün anlatmaya bence olanak yoktur; yalnız, içimde, ölüm arzusunun sürekli dolaştığını biliyorum; fakat içim sızlayarak özlediğim bu sonu hızlandırmaya gücüm yetmiyordu.
  • muratcinarsoymembuat kutipan6 tahun yang lalu
    Ve gösterişli havalarla; ruh, fikir, his, acı dediğimiz şeylerin, ne kadar zayıf, alçak ve korkak bir şey olduğunu, tekrar, korku duyarak hissediyorum; çünkü bütün bunlar, en taşkın hale geldikleri zaman bile, acı çeken bedeni, işkence içindeki teni tamamen parçalamaya yeterli olamıyorlar; çünkü öleceğimiz ve yıldırım çarpmış bir ağaç gibi devrileceğimiz yerde, her şeye karşın kan, dolaşımını sürdürüyor ve böyle anlardan sonra gene yaşamda kalıyoruz.
  • muratcinarsoymembuat kutipan6 tahun yang lalu
    O genç adam o zaman beni yakalasaydı, peşinden gelmemi isteseydi, dünyanın öbür ucuna kadar giderdim; kendi ismimi de, çocuklarımın ismini de kirletirdim... Ötekinin berikinin öğütlerine ve vicdanımın mantığına karşı boş vermiş, tıpkı, şu Madam Henriette’in, bir gün evveline gelinceye kadar tanımadığı o genç Fransız’la kaçması gibi, ben de onunla kaçardım... Ne gittiğim yeri ne de ne kadar zaman için gittiğimi sorardım; arkama, geçmişteki yaşamıma bir tek defa bile bakmazdım... Paramı, ismimi, servetimi, onurumu bu adama feda ederdim. Dilencilik bile ederdim ve belki de, yeryüzünde, onun bana yaptıramayacağı bayağılık kalmazdı. İnsanların, kendi aralarında, namus ve utanma dedikleri her şeyi unuturdum; bana doğru ilerlemiş olsaydı, bir tek söz söylemiş veya bir tek adım atmış olsaydı, beni kendine çekmeye girişseydi, o anda mahvolmuş ve ona sonsuza dek bağlanmış bulunacaktım.

Di rak buku

fb2epub
Seret dan letakkan file Anda (maksimal 5 sekaligus)