Aile Ahlakı

Etkilenen Değil Etkileyen Taraf Olmalıyız!

“Herkes güzel söz söyleyebilir ancak sadece söyledikleriyle amel eden mesud olur.”

Herkes güzel söz söyleyebilir ancak sadece söyledikleriyle amel eden mesud olur.”

Bir gün Resûlullah’ın (sas) yanındaydık. Bir adam ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Anne babamın vefatlarının ardından onlara iyilik adına yapabileceğim bir şey var mı ve onlar için ne yapabilirim?’ diye sordu. Peygamberimiz (sas) ise: ‘Evet, dört haslet iyilik vardır. Bunları yaparsan sorumluluğunu yerine getirmiş olursun. Bunlar: Onlara hayır duada bulunmak ve onlara mağfiret dilemek, vasiyetleri varsa yerine getirmek, onların arkadaşlarına ikram etmek, akrabalara ihsan ve ikramda bulunmaktır.’ diye buyurdu.” [Ebû Dâvûd, “Edeb”, 119, 120; İbn Mâce, “Edeb”, 1]

Ulemâ insanın fizikî olgunluk yaşının 23, aklî olgunluk yaşının 33, ruhî olgunluk yaşının ise 40 olduğunu söyler.

Ne güzel söylemiş söyleyen: “Anne başa tâc imiş, her derde ilaç imiş. Bir evlat pîr olsa da yine de anneye muhtaç imiş.” Pirlik yaşlılıktır, olgunluktur. Ahkâf Sûresi’nin 15. âyetinde Rabbimiz, insanın belli bir olgunluğa erdiğinde bazı şeyleri daha iyi anladığını haber veriyor: İnsana anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu zahmete katlanarak taşıdı ve zorluk çekerek doğurdu. Karnında taşıması ve sütten kesmesinin süresi otuz aydır. Nihayet çocuk olgunluğuna ulaşıp kırk yaşına girince şöyle yakarır: “Rabbim! Bana ve anne babama lütfettiğin nimete şükretmeye, razı olacağın işleri yapmaya beni muvaffak kıl. Benden gelecek nesli hayırlı eyle. Pişmanlıkla dönüp senin kapına başvurmaktayım ve ben şüphesiz sana boyun eğenlerdenim!”

O sana cehennem oldukça sen cennet olmalı; fedakârlığı bekleyen değil, gösteren taraf olmalısın ki Rahman’ın merhametine muhatap kılınabilesin.

Aile olmak, cennet yoldaşı beklemekle değil cennet yoldaşı olmakla mümkündür.

Usre kelimesinin de çok anlamı var ancak bir anlamı çok güzel: “Dışarıdan gelen saldırılara karşı giyilen zırhtır.”